28 Şubat 2013 Perşembe

"SONUNDA BEKLEDİĞİM YANITI ALDIM"

CANNES'IN JÜRİ BAŞKANI SPIELBERG

66. Cannes Film Festivali’nin bu yılki jüri başkanlığını Amerikalı ünlü yapımcı ve yönetmen Steven Spielberg üstlenecek.
 


Festival Başkanı Gilles Jacob, jüri başkanlığını Spielberg’in yapacağını festivalin internet sitesinden açıkladı.

Yıllardır Spielberg'in jüri başkanı olması için peşinden koştuklarını ifade eden Jacob, ünlü yönetmenin sürekli çalıştığı için bu görevi şu ana kadar kabul etmediğini söyledi.

Jacop, ''Bu yıl Spielberg'i aradığımda, sonunda beklediğim yanıtımı aldım'' dedi.
    
Cannes Film Festivali, 15-26 Mayıs'ta yapılacak.

"ONUR'UN ÖLÜMÜ DÖNÜM NOKTAM"



"Elif" isimli albümü geçtiğimiz hafta raflardaki yerini alan, başarılı oyuncu Ayça Varlıer ile albümünü, tiyatro oyunu ve sinema filmini konuştuk.

Amerika’da müzikal tiyatro üzerine eğitim aldın ve uzun bir süre yurtdışında yaşadın. Neden Türkiye’ye dönmeye karar verdin?

11 Eylül olaylarından sonra vize problemlerim oldu. Çalışma vizesi alamadım, çünkü o sıra göçmenlik bürosunda kaotik bir dönem yaşanıyordu. O dönemin içinde ben biraz karambole gittim.
O zaman kalmak istiyordum, ajansım da vardı, iş teklifleri de alıyordum. Ama olmadı, illegal yollardan da kalmak istemedim.
  
Müziğe ilgin nasıl başladı?
Küçüklüğümden beri müziğe ilgim vardı, 7-8 yaşından beri piyano dersleri alıyordum. Müzikal tiyatro zaten konservatuar eğitimi..
  
Nereden çıktın albüm fikri?
Sahneye çıkan ve şarkı söyleyen her insan, onları bir araya toplamak ister. 8 yıldır bu albümün üstünde çalışıyorum. Besteler yaptım. Uzun ve badireli bir yolculuk yaptım, yolculuğun sonunda da istediğim noktaya vardığımı hissediyorum. En azından şimdilik. Bundan sonra hayat ne gösterir bilemem, ama çok içime sinen bir albüm oldu.
   
Albümün adı neden Elif?
Göbek adım Elif..
  
Elif’teki 5 şarkının bestesi sana ait diğerleri de Figen Şakacı’ya … Nasıl çıktılar ortaya?
Figen, şiir yazıyor. O yıllar içinde yazmış ve ben dedim ki “ver bakayım şiirlerini” sonra onları şarkı haline getirdim.
   
Albümünü dinledim, ama pop, caz ya da rock diye tanımlayamadım. Nasıl adlandırıyorsun müzik tarzını?
Özgün ve alternatif bir albüm..
  
Taş Mektep filmi, Leyla’nın Evi tiyatro oyunu ve albüm çalışmaları.. Dolu dolu bir yıl oldu sizin için..
Evet, iyi ki dizi yok bu sene..
  
Tüm bunları yapacak enerjiyi nereden buluyorsun?
Yıllardır bu tempoda olduğum için sorun yaşamıyorum, iş programınızı iyi yapmakla oluyor. Enerjim genetik galiba, annem ve babam da böyle... Mutlu ve hayatta hedefleri olan insanlarız. Benim işimin dışında da birçok amacım var, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorum. Çocuklar için, hayvanlar için bir şeyler yapıyorum ve bunlar beni besliyor.
  
Özge Özder ve Aslı Tandoğan’la “Bana Göz Kulak Ol” diye bir dernek kurduk. Amacımız çocuklara sokak hayvanlarıyla ilgili sorumluluk aşılamak ve farkındalık yaratmak. Bu tip projeleri geliştirmek istiyoruz.
  
Bu yoğunlukta kendine ve özel hayatına ayıracak zaman bulabiliyor musun?

Zaman zaman, bu iki aydır spor yapamıyorum. Ona biraz canım sıkkın, tekrar spora dönsem çok mutlu olacağım.

Çok tiyatro oyunu kaçırıyorum. Seyredebildiğim kadar seyrediyorum, ama daha fazla istiyorum. Konserlere gitmek istiyorum. İşte bu dönem onları yapamadığım bir dönem, atlatacağım ama

Leyla’nın Evi’nde birlikte rol aldığın Onur Bayraktar’ı kaybettikten sonra değişiklikler oldu mu hayatında?
Benim için bir dönüm noktasıdır. Onur Bayraktar benim çok sevdiğim bir arkadaşım ve partnerimdi böyle acımasız ve ani bir kazayla aramızdan ayrılması tabii ki hepimiz hayatına değişikler kattı.
 
Hayata başka türlü bakmaya başladım, çünkü bir insanı kazayla kaybetmekle yaşlanarak aramızdan ayrılması arasında büyük bir fark var, travma yaratıyor. O travmalardan sonra hayatım değişti, bazı şeyleri içselleştirdim. Hayatın ne kadar kısa ve acımasız, bir o kadar da güzel olduğunu anladım. Hiçbir şeyi takmayacaksın kafaya, yaşayacaksın ve mutlu olmak için elinden geleni yapacaksın.


 
Taş Mektep filminin galasında gözyaşlarına hakim olamadığını gördük. Neydi seni duygulandıran?
Adı üstünde biz Taş Mektep filmine Kayseri Lisesi’nde gala verdik. Oradan mezun olan insanlar ve birkaç yüz kişiyle izleyip, bu hikaye ile eğitim yıllarını tamamlamış ve kendi mesleklerinde başarılı olmuş büyüklerimizle tanıştım. Çok tuhaf ve anlatılmaz bir duygu..
 
Biz orada filmi izlerken filmi izlemedik açıkçası. O atmosfer, o insanlarla seyretmek başka bir sorumluluktu, zaten filmin sorumluluğu var üzerimizde o yüzden insan duygularına hakim olamıyor.
 
TRT’nin sansürüne Twitter hesabınızdan tepki gösterdiniz..
Tekrar bu konuyu gündeme gelsin istemiyorum, yaşadım ve paylaştım. Olay oldu, demek ki insanlar dolmuş.
 
Devlet kanalında nasıl giyineceğimizi zaten biliyoruz, bu tip uyarıların bu boyutlara gelmesine ve kıyafetle ilgili uyarıların gelmesine şoke oldum.
 
Modern bir ülkede yaşıyoruz, 2013’teyiz ve Atatürk’ün kurduğu bir ülkedeyiz..
Bu tip bir uygulamanın yayından 15 dakika önce söylenmesi yakışıksız bir durum, keşke daha önce söyleselerdi.

25 Şubat 2013 Pazartesi

OSCAR TARİHİNDE BİR İLKE İMZA ATTI


Dün gece Los Angeles’ta gerçekleşen 85. Oscar Ödül Töreni’nde bir ilke imza atıldı.

“Lincoln” filmindeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını alan Daniel Day-Lewis, aynı ödülü üçüncü defa kucaklayarak tarihe geçti.
 


Pazar akşamı Steven Spielberg yönetmenliğindeki “Lincoln” filmiyle En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını alan Day-Lewis, ilk ödülünü 1990 yılında "Sol Ayağım" filmiyle, aynı daldaki ikinci ödülünü ise 2007 yılında "Kan Dökülecek" ile aldı.
     

24 Şubat 2013 Pazar

BAŞINA GELMEYEN KALMADI


85. Oscar Ödülleri törenine Jennifer Lawrence'ın düşüşü damga vurdu. 

 
En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almak üzere sahneye doğru yürüyen Jennifer Lawrence, merdivenlerde düştü.

Bu genç oyuncunun başına gelen ilk talihsizlik değil, 
Screen Actors Guild Ödülleri'nde kazandığı ödülü almaya giderken de elbisesi yırtılmıştı.
 


  
Umut Işığım filmiyle büyük çıkış elde eden Lawrence, bunun keyfini süremeden soluğu hastanede aldı. Başarılı oyuncuya zatürre teşhisi kondu ve bir süre tedavi gördü.
                               

  

Oscar Ödülleri sahiplerini buldu


Los Angeles'taki Dolby Theatre'da düzenlenen 85'inci Oscar Ödülleri Töreni’yle sahiplerini buldu.
'Family Guy' dizisinin yaratıcısı Seth MacFarlane'nin sunuculuğunu üstlendiği gecede herkes MacFarlane'nin tatlı sert eleştirilerinden payına düşeni aldı.

Oscar alan oyuncuların ortalıkta pek görünemediğine gönderme yapan MacFarlane, “Geçen yıl En İyi Erkek Oyuncu ödülüne sahip olan Jean Dujardin’e bakın, bu yıl her yerdeydi” dedi.

Ama merakla beklenen gecenin ev sahipliğini üstlenen MacFarlane’in esprileri salonun pek hoşuna gitmediği için törenin enerjisi düştü. Sunucumuz sempatik gülüşünün ardına gizlemeye çalışsa da gidişattan kendisinin de memnun olmadığı ekrana çok net yansıdı.


TARANTINO’NUN MUTLULUĞU

Quentin Tarantino’nun En İyi Orijinal Senaryo ödülünü almasıyla enerji biraz yükseldi gibi.. Geç gelen ödülüne rağmen Tarantino’nun sevinci görülmeye değerdi.
      
85. Oscar Ödül Töreni, bu yıl 50. Yılını kutlayan James Bond temasıyla düzenlendi. Müzikalli andıran törende bol bol müzik ve 007 ajanı vardı. Gecenin sürpriziyse Shirley Bassey oldu, Goldfinger’ı seslendiren sanatçı, salonu dolduran yaklaşık 3 bin 500 kişi tarafından ayakta alkışlandı.
   
İngiliz şarkıcı Adele, James Bond temalı gecede Skyfall filmiyle özdeşleşen şarkısını seslendirmek üzere sahne aldı.



En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Daniel Day Lewis, bu kategoride 3 kez ödül alan ilk oyuncu. Yine de benim favorim Bradley Cooper’dı..

ZAFER ARGO'NUN OLDU

En İyi Film ödülünü Michael Obama’nın sunması bana biraz ilginç gelse de gecenin sunucusu MacFarlane’den daha iyi olduğunu itiraf etmeliyim. En İyi Film kategorisinde aday gösterilen 9 film arasından zaferi göğüsleyen Argo oldu..

TALİHSİZLİKLER JENNIFER'IN YAKASINI BIRAKMIYOR

En İyi Kadın Oyuncu ödülünü almak üzere sahneye doğru yürüyen Jennifer Lawrence, merdivenlerde düştü. 




İŞTE GECEDEN ÖDÜLLE DÖNEN İSİMLER...

En İyi Film: Argo
En İyi Kadın Oyuncu: Jennifer Lawrence / Umut Işığım
En İyi Erkek Oyuncu: Daniel Day Lewis / Lincoln
En İyi Yönetmen: Ang Lee / Pi’nin Yaşamı  (Life of Pi)
En İyi Orijinal Senaryo: Quentin Tarantino / Zincirsiz
En İyi Uyarlama Senaryo: Chris Terrio / Argo
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Anne Hathaway / Sefiller (Les Misérables)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu:  Christoph Waltz /Zincirsiz (Django Unchained)
En İyi Animasyon Kısa Filmi: Paperman / Jhon Kahrs
En İyi Animasyon Film: Brave / Mark Andrews ve Brenda Chapman
En İyi Sinematografi:  Claudio Miranda / Pi’nin Yaşamı (Life of Pi)
En İyi Görüntü Efekti: Pi’nin Yaşamı  (Life of Pi) / Bill Westenhofer, Guillaume Rocheron, Erik-Jan De Boer
En İyi Kostüm: Jacqueline Durran / Anna Karenina
En İyi Saç ve Makyaj: Lisa Westcott ve Julie Dartnell / Sefiller (Les Misérables)
En İyi Kısa Film: Curfew / Shawn Christensen
En İyi Kısa Belgesel: Inocente / Sean Fine ve Andrea Nix Fine
En İyi Belgesel:  Search for Sugar Man / Malik Bendjelloul ve Simon Chinn
En İyi Yabancı Film: Aşk (Amour) / Michael Haneke
En İyi Ses Mixaj: Sefiller (Les Misérables)
En İyi Ses Kurgusu: Paul N.J. Ottosson / Zero Dark Thirty ile Per Hallberg ve Karen Baker Landers / Skyfall paylaştı
En İyi Kurgu: William Goldenberg /Argo
En İyi Sanat Yönetmeni:  Rick Carter / Lincoln
En İyi Orijinal Film Müziği: Mychael Danna / Pi’nin Yaşamı  (Life of Pi)
En İyi Orijinal Şarkı: Adele ve Paul Epworth / Skyfall

PODYUMLAR BUNA HAZIR MI??


Brezilya'nın Sao Paolo şehri bu hafta sonu ilginç bir defileye sahne oldu. Podyumda bu sefer kusursuz vücutlarıyla görmeye alıştığımız modeller yerine kiloları, selülitleri ve özgüvenleriyle büyük beden modeller vardı.



Tam Boy Sonbahar / Kış 2013 koleksiyonun tanıtıldığı podyum, bir birinden ilginç görüntülere sahne oldu.


Neşeli tavırlarıyla dikkat çeken modeller, gece elbiselerinden iç çamaşırlarına, mayodan gelinliğe birçok kıyafet tanıttı.

OSCAR’LAR BU GECE SAHİPLERİNİ BULUYOR

Sinema dünyasının en prestijli ödüllerinden 85'inci Oscar Ödülleri Töreni, bu gece saat 03.30'da Los Angeles'taki Dolby Theatre'da düzenlenecek bir törenle sahiplerini buluyor.

Merakla beklenen gecenin sunuculuğunu 'Family Guy' dizisinin yaratıcısı Seth MacFarlane'nin yapacak.

Ünlü şarkıcı Adele, canlı performans sergileyeceği tören CNBC-e’de orijinal haliyle yayınlanırken NTV ise simultane çeviriyle ekrana gelecek.

JAMES BOND’A ÖZEL BÖLÜM

Gecede bu yıl 50. yaşını kutlayan James Bond'a özel bölüm yapılacak.



2013 Resmi Oscar Adayları..

EN İYİ FİLM ADAYLARI
"Amour",
"Argo",
"Beasts of the Southern Wild",
"Django Unchained",
"Les Miserables",
"Life of Pi",
"Silver Linings Playbook"
"Zero Dark Thirty."

EN İYİ KADIN OYUNCU
Naomi Watts, "The Impossible",
Jessica Chastain, "Zero Dark Thirty",
Jennifer Lawrence, "Silver Linings Playbook",
Emmanuelle Riva, "Amour",
Quvenzhané Wallis, "Beasts of the Southern Wild"

EN İYİ ERKEK OYUNCU
Daniel Day Lewis, "Lincoln",
Denzel Washington , "Flight",
Hugh Jackman, "Les Miserables",
Bradley Cooper, "Silver Linings Playbook",
Joaquin Phoenix, "The Master"

YARDIMCI KADIN OYUNCU
Amy Adams, "The Master"
Sally Field, "Lincoln"
Anne Hathaway, "Les Miserables"
Helen Hunt, "The Sessions"
Jacki Weaver, "Silver Linings Playbook"

YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Alan Arkin, "Argo"
Robert De Niro, "Silver Linings Playbook"
Philip Seymour Hoffman, "The Master"
Tommy Lee Jones, "Lincoln"
Christoph Waltz, "Django Unchained"

EN İYİ YÖNETMEN
David O'Russell, "Silver Linings Playbook",
Ang Lee, "Life of Pi",
Steven Spielberg, "Lincoln",
Michael Haneke, "Amour",
Benh Zeitlin, "Beasts of the Southern Wild",

EN İYİ GÖRÜNTÜ
Beasts of the Southern Wild,
Silver Linings Playbook,
Zero Dark Thirty,
Lincoln,
Les Miserables,
Life of Pi,
Amour,
Django Unchained,
Argo

EN İYİ ANİMASYON FİLMİ
BraveMark Andrews and Brenda Chapman
Frankenweenie
ParaNorman
The Pirates! Band of Misfits
Wreck-It Ralph

EN İYİ KOSTÜM
Jacqueline Durran, “Anna Karenina”
Paco Delgado, “Les Misérables”
Joanna Johnston, “Lincoln”
MirrorEiko Ishioka, “Mirror”
Colleen Atwood, “Snow White and the Huntsman”

EN İYİ YABANCI FİLM
Amour - Avusturya
Kon-Tiki - Norway
No - Chile
A Royal Affair - Denmark
War Witch - Canada

EN İYİ SAÇ VE MAKYAJ 
Howard Berger, Peter Montagna and Martin Samuel, “Hitchcock”
Peter Swords King, Rick Findlater and Tami Lane, “The Hobbit: An Unexpected Journey”
Lisa Westcott and Julie Dartnell, “Les Misérables”

18 Şubat 2013 Pazartesi

İŞTE RIHANNA'NIN KOLEKSİYONU



Müziğiyle olduğu kadar, kıyafetleri, saç şekli ve tarzıyla da adında sıkça söz ettiren dünyaca ünlü şarkıcı Rihanna, şu sıralar yeni bir heyecan yaşıyor.

River Island markasıyla bir anlaşma imzalayan genç şarkıcı, 2013 Sonbahar / Kış Modası için bir koleksiyon hazırladı. Londra Moda Haftası’nda beğeniye sunulan koleksiyon 5 Mart'ta satışta olacak.



Rihanna modaseverlerin merakla beklediği koleksiyon için 50 parça hazırladı. Siyah, beyaz, kırmızı renklerin hakim olduğu ve rahat çizgileriyle dikkat çekiyor.

İtiraf etmeliyim ki Rihanna’nın, benim de beğendiğim, kendine özgü rahat bir tarzı var. Ama benim asıl merak ettiğim bu kadar sık saç rengi ve modeli değiştiren birinin nasıl her şeyi bu kadar iyi taşıyabildiği. Kısa, uzun, sarı, kızıl, siyah… Bir insana hepsi nasıl yakışabilir!!!

17 Şubat 2013 Pazar

SİNEMANIN FARKLI KAFASI TARANTINO


Bu havalarda yapılacak en iyi şeyin evde film izlemek olduğuna karar verip kardeşim Öznur'la birlikte biricik komşularımız Yiğit ile Tuğçe’nin nazik davetini kabul ettik ve Zincirsiz’i izlemek üzere ekran karşısına dizildik.

Sinemanın farklı kafası Quentin Tarantino, İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen filmi “Soysuzlar Çetesi”nden sonra bizi biraz daha eskiye götürdü ve Western bir filmle karşımıza çıktı.

TARANTINO KANLI SAHNELERİ AŞIRI DOZDA RUHUNUZA BOŞALTIYOR

Amerikan İç Savaşı'ndan iki yıl öncesini anlatan Tarantino’nun Zincirsiz’i, bir gece yarası Alman kelle avcısı Dr. King Schultz'un köle tacirlerinin elinden Django’yu kurtarmasıyla başlar. Kanun kaçaklarını öldürüp başlarına koyulan ödülleri cebe indirerek geçinen Schultz, yeni avlarını yakalamak için Django ile özgürlüğü üzerine bir anlaşma yapar. Django, alışık olmadığı bir muamele gördüğü Schultz’un yanından özgürlüğüne kavuşmasına rağmen ayrılmaz. Vicdan sahibi kelle avcımız, Django’ya karısını kurtarması için yardım etmeye karar verir ve tam kurtardılar, film bitiyor derken Tarantino bizi yine şaşırtır ve film tam da orada şaha kalkar..

Neden mi? Tarantino; bir nevi imzası olan, gerçeklikten uzak, abartılı kanlı sahneleri Zincirsiz’in sonuna doğru aşırı dozda ruhunuza boşaltıyor.


ROLLERİNİN HAKKINI VEREN OYUNCULAR

Gelelim oyunculara; Başrolde Django’ya hayat veren Jamie Foxx olsa da Dr. King Schultz'a can veren Christoph Waltz ve kraldan çok kralcı zenci uşak Stephen karakterini canlandıran Samuel L. Jackson’ın sergilediği oyunculuktan sonra, Tarantino'nun daha önce de birlikte çalıştığı Jackson ve Waltz’dan neden vazgeçemediğini bir kez daha anlıyoruz.

Leonardo DiCaprio; zenci dövüşüne meraklı, psikopat, parayı seven, şımarık, ama bir tutam da iyi niyetli çiftlik sahibi rolünün hakkını veriyor.


MÜZİK FİLMİN GIDASIDIR!!

Film bitse bile etkisinden kurtulamayacağınız müzikleri var Zincirsiz’in tıpkı diğer Tarantino filmlerinde olduğu gibi…

Bunu tam olarak nasıl yapıyor bilmiyorum, ama her sahneye uygun müziği bulmayı başarıyor Tarantino. Etrafınızda Djangooo.. Djangoo.. diye mırıldanan birilerini görürseniz anlayın ki birileri Zincirsiz'i izlemiş :)

"Tarantino ve diğerleri diye ayırmaktan hiç çekinmeyeceğim filmlerden" alışak olduğumuz gibi müzikler sesi kısılarak yavaşça bitmiyor Zincirsiz'de... Tam kendini kaptırmışken, bir anda kesiliyor şarkı ve ayrı bir ruh hali katıyor filme.


İşte Zincirsiz için yapılan ve arşivlerden seçilen müziklerin listesi…

01 - James Russo - Winged
02 - Luis Bacalov - Django
03 - Ennio Morricone - The Braying Mule
04 - Christoph Waltz - _In the Case Django, After You...
05 - Luis Bacalov - Lo Chiamavano King (His Name Is King)
06 - Anthony Hamilton - Freedom
07 - Don Johnson - Five-Thousand-Dollar Nigga's and Gummy Mouth Bitches [Explicit]
08 - Luis Bacalov - La Corsa (2nd Version)
09 - Don Straud - Sneaky Schultz and the Demise of Sharp
10 - Jim Croce - I Got a Name
11 - Riziero Ortolani - I Giorni Dell'ira
12 - Rick Ross - 100 Black Coffins [Explicit]
13 - Jerry Goldsmith - Nicaragua



Tarantino ve film müzikleri demişken Kill Bill’den hatıra kalan hâlâ severek dinlediğim Bang Bang’i dinlemeden geçmeyin..


15 Şubat 2013 Cuma

TÜRK SİNEMASININ KISIR DÖNGÜSÜ


Benzer senaryo, benzer afiş ve ortak bir oyuncu...

Önümüzdeki ay, Türk sinemanın kısır döngüsünü tüm çıplaklığıyla gözler önüne serecek, bir film izleyeceğiz; Aşk Kırmızı…

Osman Sınav’ın 15 Mart’ta vizyona girecek olan yeni filminin, Mehmet Turgul imzalı afişini gördüğüm an aklıma 2009 yapımı Acı Aşk filmi geldi.

Kırmızı, siyah ve beyaz renklerin hakim olduğu ve kadınlar arasında kalmış bir adamın fotoğraflandığı iki afişte de filmlerin neredeyse aynı senaryolarına dair ipuçları var.



Jönümüz Acı Aşk filminde üç kadına aşık olurken Aşk Kırmızı’nda biraz daha tok gözlü davranıp iki kadın arasında kalıyor. Üstelik bu iki aşk girdabındaki kadınlardan biri de ortak, Ezgi Asaroğlu…

Şu sıralar Nurgül Yeşilçay’ın cesur sahneleriyle gündemde olan Aşk Kırmızı; eski aşkı ve eşi
arasında kalan bir adamın hikayesini anlatıyor. Filmin başrollerini Nurgül Yeşilçay, Tayanç Ayaydın ve Ezgi Asaroğlu paylaşıyor.

Ortak oyuncumuz Ezgi Asaroğlu, Acı Aşk’ta başrolleri Cansu Dere, Halit Ergenç ve Songül Öden ile paylaşmıştı. Film evlendikleri gün kaza geçiren ve eşi bu kazada gözlerini kaybeden bir adamın, karşı dairesine taşınan eski karısına olan duygularının tekrar canlanmasını anlatıyor. Bu iki aşk arasında gidip gelmesi yetmezmiş gibi bir de öğrencisine aşık olan Jönümüzün “çektiği acılara” ortak oluyoruz.

Kendini yenilemek yerine aynı konular etrafında dönen ve birbirinden esinlenerek üretilen filmlerle beslenen Türk sinemasında bu filmler ne ilk ne de son olacak...

AŞK KIRMIZI / FRAGMAN



ACI AŞK / FRAGMAN


12 Şubat 2013 Salı

"İLK YUDUMDA AŞK"

Sevgililer Günü’ne sayılı günler kala, “malum günle” ilgili birçok basın bülteni almaya başladım. Ama bu sabah öyle bir tanesiyle güne başladım ki, havanın da etkisiyle, içim kıpır kıpır oldu.

Okuduğum mailin içeriği kahve ve tatlı sevenleri heyecanlandırabilir, ama beni etkileyen kısmı sloganı oldu; “İLK YUDUMDA AŞK”
Klişelerin arasından sıyrılmayı başaran Gloria Jean’s ve “İLK YUDUMDA AŞK”I bulan ajans “alkışlarla yaşıyorsunuz.”


Aşkını minik kalpli cupcakeler ve kalpleri ısıtacak çok özel kahveler ile anlatmak isteyenlere, Gloria Jean’s Coffees çok özel seçenekler sunuyor. Minik kalpler şeklinde, Sevgililer gününe özel olarak tasarlanan ve sınırlı sayıda üretilen Gloria Jean’s Coffees hediyelik cupcakeleri tüm aşıkları buluşturarak kalpleri fethetmeye hazırlanıyor.

"İLK YUDUMDA AŞK”ınızı bulacağınız musmutlu mutlu bir hayat diliyorum, sizlere…